Uyku üç nevi‘dir:
BUNDAN SAKININ
Birincisi: “Gaylûle”dir. Fecirden sonra, tâ vakt-i kerâhet bitinceye kadardır. Bu uyku, hadîsçe rızkın noksâniyetine ve bereketsizliğine sebebiyet verdiği için, hilâf-ı sünnettir. Çünki, rızık için sa‘y etmenin ve rızkın mukaddemâtını ihzâr etmenin en münâsib zamanı, serinlik vaktidir. Bu vakit geçtikten sonra bir rehâvet ârız olur. O günkü sa‘ye ve dolayısıyla da rızka zarar verdiği gibi, bereketsizliğe de sebebiyet verdiği, çok tecrübelerle sâbit olmuştur.
MADDİ NOKSANİYETTEN KAÇINMAK İÇİN BU ZAMANDA UYUMAYIN!
İkincisi: “Feylûle”dir ki; ikindi namazından sonra mağribe kadardır. Bu uyku ömrün noksâniyetine, yani uykudan gelen sersemlik cihetiyle o günkü ömrü, nevm-âlûd, yarı uyku hâlinde kısacık bir şekil aldığından maddî bir noksâniyet gösterdiği gibi, ma‘nevî cihetiyle de o gün hayatının maddî ve ma‘nevî neticesi ekseriyâ ikindiden sonra tezâhür ettiğinden, o vakti uyku ile geçirmek, o neticeyi görmemek hükmüne geçtiğinden, güya o günü yaşamamış gibi oluyor.
Üçüncüsü: “Kaylûle”dir ki; bu uyku sünnet-i seniyedir. Duhâ vaktinden, öğleden biraz sonraya kadardır. Bu uyku, gece kıyâmına sebebiyet verdiği için sünnet olmakla beraber, Cezîretü’l-Arab’da “vaktüzzuhr” denilen şiddet-i harâret zamanında bir ta‘tîl-i eşgāl, âdet-i kavmiye ve muhîtiye olduğundan, o sünnet-i seniyeyi daha ziyâde kuvvetlendirmiştir.
Bu uyku hem ömrü, hem rızkı tezyîde medârdır. Çünki yarım saat kaylûle, iki saat gece uykusuna muâdil gelir. Demek ömrüne her gün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine ölümün küçük kardeşi olan uykunun elinden bir buçuk saati kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor. Saîdü’n-Nûrsî
Bu uyku hem ömrü, hem rızkı tezyîde medârdır. Çünki yarım saat kaylûle, iki saat gece uykusuna muâdil gelir. Demek ömrüne her gün bir buçuk saat ilâve ediyor. Rızık için çalışmak müddetine, yine ölümün küçük kardeşi olan uykunun elinden bir buçuk saati kurtarıp yaşatıyor ve çalışmak zamanına ilâve ediyor. Saîdü’n-Nûrsî