Bedîüzzaman Hazretleri insanları gösterişe ve riyâya sevk eden sebebleri şöyle sıralıyor:
Birinci sebeb: Zaaf-ı îmândır (îmân zayıflığıdır). Allah’ı düşünmeyen, esbâba perestiş eder(sebepleri haddinden fazla sever), halklara hodfurûşlukla (kendini beğendirmeye çalışmakla) riyâkârâne vaz‘iyet alır (gösteriş yapar).
İkinci sebeb: Hırs u tama‘ (hırs ve açgözlülük), zaaf u fakr (zayıflık ve fakirlik) noktasında teveccüh-ü nâsı (insanların kabûl ederek yönelmesini) celbine (çekmesine) medâr (sebeb) riyâkârâne vaz‘iyet almaya (gösteriş yapmaya) sevk ediyor.
Üçüncü sebeb: Hırs-ı şöhret (şöhret hırsı), hubb-u câh (makam sevgisi), makam sâhibi olmak, emsâline (benzerlerine) tefevvuk etmek (üstün gelmek) gibi hisler ve insanlara iyi görünmek, tasannu‘kârâne (yapmacık hareket ederek) haddinden fazla kendine ehemmiyet verdirmek ve tekellüfkârâne (zorlanarak) lâyık olmadığı yüksek makamlarda görünmek tarzını takınmak ile riyâ eder (gösteriş yapar).
(Kastamonu Lâhikası)
"Siz de ortaksınız."
Süfyân-ı Sevrî Hazretleri, evinin kapısı önünde bir dostuyla sohbet ederken, önlerinden son derece süslü giyinmiş bir adam geçti. Dostu bu adama hayranlıkla bakarken, Süfyân-ı Sevrî Hazretleri ona şunları söyledi: - Eğer sizler gıbta ile bakmamış olsaydınız, bu adam böyle süslenip israfa girmezdi. Hayranlığınızı ifade eden tavrınızla bu adamın ‘israf’ günahına siz de ortak oluyorsunuz.
İBRET
"Garibdir, ipeği dokuyan böcek değil de giyen insan gururlanır."
Cenâb Şehâbeddin
Kaynak: İrfan Takvimleri